Neye sanat denir, neye denmez? Hangi kıstaslarla neyin sanat olup olmadığını tartışabiliriz? Sanat felsefesi serisinin ilk bölümünde, küratör, akademisyen ve Açık Radyo programcısı Ekmel Ertan ile konuştuk.
Sanatın sınırları nerede başlar ve biter? Örneğin İnegöl'ün girişindeki dev köfte heykeline ne diyeceğiz?
-- / --
Bu hafta, üç bölümlük yeni bir seriye başlıyoruz. Bu kez sorumuz sanat felsefesinden geliyor: Neye sanat denir, neye denmez? Niye? Hangi kıstaslarla neyin sanat olup olmadığını tartışabiliriz?
-- / --
Başka bir biçimde soralım: Bir şeyin sanat eseri olarak kategorize edilmesi için hangi koşulları sağlaması gerekir? Bir "eserin" üreticisi rastgele fırça sallıyor gibi görünen bir hayvan ise veya bir çocuksa veya bir bilgisayar programıysa bu o nesneyi bir sanat nesnesi olmaktan alıkoymalı mı?
Bir şeyi sanat eseri yapan, o nesnenin özellikleri midir? Yoksa, o eserin üreticisinin düşüncesi veya niyeti midir? Örneğin kumda, rüzgar yüzünden tesadüfen oluşmuş bir "portre", bir sanat eseri sayılabilir mi?
Peki "kavramsal sanat" nedir? Sanat eseri illa ki özel bir estetik yetenek, örneğin bir çizim ve perspektif becerisi gerektirir mi? "Bu da mı sanat?" sorusunu sormalı mıyız? Hangi durumlarda, koşullarda bu soru anlam kazanabilir? Bu soruyu soracaksak nasıl yanıtlamalıyız?
-- / --
Son olarak, pek çok şehrimizin girişinde giderek daha sık rastlar hale geldiğimiz köfte, portakal veya karpuz benzeri 'heykel'leri sanat eseri olarak mı görmeliyiz?
Bütün bu soruları, önce Ekmel Ertan, ardından gelen iki hafta boyunca da Prof. Gülçin Aksoy ve sanatçı Serkan Özkaya ile dijital medyadan kavramsal sanata uzanan bir yelpazede konuşacağız.
Bu haftaki konuğumuz Ekmel Ertan, özellikle dijital yeni medyanın doğuşu ve gelişimi üzerinde duracak; bilgisayar destekli sanat eserlerinin tanımlanması konusunu ele aldı.
Not: Ekmel Ertan'ın bu hafta Akbank Sanat'ta açılan yeni sergisi "Seçilmiş Cehalet", doğrudan bu soruyu tartışıyor olmasa da ilginizi çekebilir.